yüzyıldır beklermiş beni
bir şiirin içinde bir kadın
kimseler pek bilmezmiş
yerli yersiz gülümsemezmiş
-bunu ben uydurmadım
kitaplarda da böyle yazıyor
aksi olsa oku diye başlar mıydı tanrı
elbet o da tanıyor yarattığını
kayıtsız süzüyor olanları
sorsan adını hatırlamayacak kadar bezgin
ama
doğduğu gün annesine çektirdiği acıyı hatırlayacak kadar da hüzünlü
birinin doğması için birinin acı çekmesi gerekiyor
bu tıpta da böyle, edebiyatta da
-edebiyat diyorum, onun yüzüdür
dağları, okyanusları, gezegenleri yarattığına inanıyorsunuz
da
şiir yazdığına mı inanmıyorsunuz tanrının?
niye abartmış olayım ki?
size canlı kanlı gördüm diyorum onu
altında o susamış çam ağaçlarının
içimin sirenleri çalıyor
gök kubbenin keyfi yerinde
ağaçların, sokak hayvanlarının
denizlerin, bulutların
birden her şey yerli yerine oturuyor bu şehirde
bir sırt çantasıyla sen otogara iniyorsun
neredeydin diye soramam
neredesin diye de, zaten söyleme
kaç kişi soruyor ki yaşadığı gezegene
bunca zaman neler yaşadın, nasılsın, diye?
ne serbest ne hece ne aruz
sen çok başka bir ölçüsün
beylik laflar ediyorum, bağışla
beni şair kılıyor gülüşün
daha fazla uzatmayacağım,
belki bir gün
bir dakika dinlersin beni
hem sana şöyle diyeceğimdir belki;
hüzünlü bir kıştı, ocaktı
sokaklar soğuk, ellerim üşüyordu
kendime bir iyilik yaptım
bir kat daha giyindim kalbime seni
kendime bir iyilik yaptım
bir kat daha giyindim kalbime seni
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder